Sağlıklı bir anne-çocuk ilişkisi kurmak özellikle de çocuğun olgun insan olduğu zamanki hayatı açısından oldukça önemlidir. Bu noktada annenin ruhsal sağlığı ve çocuğa karşı davranışları temel alınmalıdır. Çocuğun, bir yetişkin olana dek ruhsal özelliklerini oluşturan annedir. Çocuğuna ya da çocuklarına karşı davranış ve tutumlarını özel bir iletişimle aktarmak annenin en asli görevi olmalıdır. Çünkü çocuk her zaman ailenin aynasıdır.
Akıl ve ruh sağlığı dengeli bireyleri yetiştirerek bilinçli annelerden oluşan bir toplumda yer almak hepimizin hedeflerinden biri olmalıdır. Çocuklarımıza daha iyi bir dünya bırakmak; ancak ve yalnız her annenin çabası ile mümkün olacaktır.
Hem anneler hem de anne adayları için sizlerle paylaştığımız bu yazıyı dikkatle okumalısınız.
Süreç Hamilelikte Başlar
Anne-çocuk ilişkisi henüz daha hamilelik aşamasında başlar. Doğumdan sonra ise fiziksel temas ön plana çıkar. Beslenme yoluyla anne-çocuk arasında bir bağ kurulur. Bu bağ çocuğun gelişimine bağlı olarak ömür boyu sürecek bir iletişimdir.
Bir çocuğun daima ilk başta seveceği insan annesidir. İlk iletişim anneyle kurulur. Henüz anne karnındayken “aşerme” ile başlayan ilişkide annenin çocuğu hayata hazırlaması gereklidir. Beslenmesinden başlayarak ilgi, sevgi ve güven duygusu anne tarafından oluşturulmalıdır. Çocuğun hayatı boyunca ilişkilerine yön verecek ebeveyn annedir.
Sağlıklı İlişki Öz güven Demektir
Bir çocuğun hayatı boyunca özgüven sahibi bir birey olabilmesi, annenin çocukla kurduğu sağlıklı ilişkiye bağlıdır. Fiziksel temas, anne-çocuk ilişkisindeki bağı güçlendirmektedir. Anne kokusu, annenin vücut ısısı, ses ve bakışı çocuk ve anne arasındaki bağı güçlendiren etmenler arasında yer almaktadır.
Her ne kadar birçok anne tarafından bilincine varılamıyor olmasa da, çocukların erken dönemleri aslında en önemli dönemi kapsamaktadır. 0-3 yaş arası olarak adlandırılan bu erken dönemde anne-bebek ilişkisi çocuğun tüm ruhsal hayatını etkilediği dönemdir. Bu dönemde özgüven duygusunun temelleri atılmaktadır.
Bu dönemde çocuk anadilini keşfeder. Yaşadığı dünyayı ve ortamı anlamlandırır. Davranışlarının kontrol edilmesi gerekir. Çünkü çocuk anneyi taklit etme eylemini gerçekleştirir. Soyut ve somut kavramlar anne tarafından öğrenilir. Bu nedenle soyut kavramlar ön plana çıkmaktadır. Korku ve endişenin ne olduğu aslında tam da bu dönemde öğrenilmektedir. Annenin yaşadığı korku çocuğunda yaşadığı bir korku haline gelir.
Her çocuk biyolojik ve genetik olarak birbirinden farklıdır. Bu farklılık zekasal, duygusal ve ruhsal gelişim açısından farklılıklar yaratır. Dolayısıyla çocuk yetiştirme söz konusu olduğunda her çocuğun olaylara ve öğrendiklerine karşı farklı tutum ve davranışlar sergileyebileceği bilinmelidir.
4-5 Yaş Arası Döneme Dikkat!
Bebeklik döneminden sonra çocuğun anneye en çok bağlandığı süreç 4-5 yaş aralarında gerçekleşmektedir. Bu yaş aralığında çocuk ‘Bir birey nasıl olunur?’ şeklinde düşünür ve birey olmayı keşfeder.
Bu dönemde annenin davranış ve tutumlarına fazlasıyla dikkat etmesi gerekir. Sağlıklı bir ilişkinin temeli atıldıktan sonra bu dönemde yaşanan herhangi bir sancılı dönem temelin sağlam kalmasını engelleyecektir.
4-5 yaş süreci dediğimiz çocukluk döneminde annelerin, çocukları kesinlikle dinlemesi ve cevapsız bırakmaması gerekmektedir. Çocuklar dünyaya gözünü açar açmaz anneleriyle karşılaşmaktadır. Bu nedenle çocuğun güven duyacağı ilk birey olacağınız için soruları mantıklı bir şekilde cevaplamalı ve daima onu dinlediğinizi belli etmeniz gerekmektedir. Verdiğiniz cevapları anlamadığını düşünseniz bile kafasında şekillenen imgeler ile aslında birçok şeyi kavrar. Hatta cevap verirken kullandığınız ses tonunuz bile kafasındaki şekillenmelerde önemli bir rol oynar.
Bu dönem içerisinde saygı kavramı çocuğa öğretilmelidir. Örneğin odasına girecekken kapıyı çalarak girmeniz ona saygı duyduğunuzu öğretmenin bir yoludur. Bu sayede o da sizin odanıza girerken kapıyı çalma gereksinimi duyacaktır. Bu tarz küçük detaylara dikkat ettiğiniz takdirde çocuk, hayatı boyunca nasıl bir saygı çerçevesi içerisinde olması gerektiğini daha çabuk ve net kavrayacaktır.
Açıklama Yapın
Çocukluk dönemi içerisindeyken anne-çocuk ilişkisinde dikkat edilmesi gerekenler arasında kararlı bir anne olunması ön plandadır. Yumuşak davranmalı fakat kararlı olduğunuzu belli eden bir anne olmalısınız.
Çocuğunuza “hayır” cevabı verdiğinizde sinir krizi geçiriyorsa açıklama yapmayı ihmal etmemelisiniz. Fevri ve asabi bir tepki vermemeli yumuşak davranmalısınız. Kararlı bir biçimde davranarak açıklamanızı yaparsanız çocuğunuz sizin ciddiyetinizi ve kararlılığınızı kavrayacak ve bu sayede bir dahaki olumsuz cevabı aldığında sinir krizi geçirmeyecektir. Çünkü çözümün şiddet gösterisinde olmadığını yaşayarak deneyimlemiş olacaktır.
Mutsuz Evlilik Anne-Çocuk İlişkisini Bozar
Baba kavramının önemli bir paya sahip olduğunu hiçbir zaman unutmamalısınız. Ev içerisinde kimse kimsenin ebeveynliğine karışmamalıdır. Her ebeveyn kendi üzerine düşen sorumlulukları almalıdır. Anne çocuk ilişkisi içerisinde zarar verebilecek en önemli durum mutsuz bir evlilik içerisinde olunmasıdır. Bu durum hem baba-çocuk ilişkisi hem de anne-çocuk ilişkisini bozacak bir durumdur.
Evliliğinizde yaşamış olduğunuz problemleri çocuğa yansıtmamanız gerekmektedir. Örneğin eşinizle ilgili olarak herhangi bir konuda tartışma yaşayacaksınız bunu çocuğunuzun olmadığı bir ortamda yapmalısınız. Yüksek bir ses tonu kullanmamalı ve çocuğunuzun yanında saygıyı aşan hakaret ya da küfür içerikli sözler kullanmamaya dikkat etmelisiniz. Bu durum gelecekte çocuğun kendi evlilik hayatında problem yaratacağı gibi sizlere duyduğu güveni de azaltacak bir durumdur.
Yorum Gönder