Günümüzde bir çoğumuzun aradığı ve özlediği duyguların başında huzur gelmektedir. Konumuzu iç huzur olarak ele almamızın nedeni, çevremizde olan bitenden bağımsız olarak, kendi benliğimizin derinliklerinde hissedebileceğimiz bir huzurdan bahsetmemizdir. Çoğumuzun gün içerisinde gerek iş hayatında gerekse arkadaş ortamında huzurlu ve mutlu gibi bir imaj sergileyerek dik durma çabaları ile çevremize yaydığımız yalancı huzurdan bahsetmiyoruz. Şimdi iç huzuru yakalama sanatı konusunu madde madde ele alarak, sizlere birkaç öneride bulunmak istiyoruz.
1) Toprağın Enerjisini Unutmayalım
Eski zamanlarda insanlar bu kadar yoğun bir hayat içerisinde mücadele etmek zorunda değillerdi. Her gün kendilerine ayırabilecekleri yeterli zamanları vardı. Betonlar ve asfaltlar da bu kadar gelişmemişti. Çoğu evin bahçesi vardı ve insanların çoğu bahçelerinde muhakkak bir şey ekip biçerlerdi. Kimi hobi olarak kimi ise bunu bir gelir kaynağı olarak bu işlemi sürdürürdü. Negatif yükleri çekme özelliği olan toprak, huzursuzluk duygusu için de en doğal ilaç niteliğindeydi. Oysa şimdilere baktığımızda ellerimizin, ayaklarımızın toprak ile bütünleşmesini bir kenara bırakın, sadece kendimize ayırabileceğimiz, sadece kendi iç sesimize yönelebileceğimiz zamanımız bile yok.
Fırsat buldukça toprak üzerinde yalın ayak yürümeye çalışalım. Bahçe bulmak zor diyorsanız haklısınız. Böyle bir durumda uygulayabileceğiniz en ideal çözüm eve girdiğiniz anda çoraplarınızı ve terliklerinizi çıkararak 5 dakika da olsa yalın ayak yürümek olacaktır. Elbette ki toprak üzerinde yürümenin etkisini vermeyecektir. Ancak günün yoğun stresinden sizi uzaklaştırmaya yardımcı olacak ve iç huzura bir adım daha yaklaştıracaktır.
2) Mutlu Olmak İçin Neden Beklemeyin ve Aramayın
Yapılan araştırmalar; en stresli olduğumuz anlarda dahi kendi iç sesimizi kontrol ederek yani otokontrolü ele alarak kendimizi huzurlu hissedebileceğimizi ortaya koymaktadır. Sonuç olarak sadece sağlıklı olduğunuz, aklınızdaki işleri başarabilme gücünüzün olduğu ve gerekli uzuvlara sahip olduğunuz için bile şanslı olduğunuzu unutmamanız gerekiyor. Sahip olmadıklarınıza değil de sahip olduklarınıza, aynı şekilde başaramadıklarınıza değil de başarmış olduklarınıza odaklandığınız an aradığınız iç huzurun hemen yanı başınızda olduğunu hissedeceksiniz.
Siz kendinizi mutlu hissettiğiniz müddetçe iç huzurunuzun gün geçtikçe kuvvetleneceğini görecek ve bu şekilde arzuladığınız hayatın zincirlerini tam da istediğiniz gibi yan yana getirerek hak ettiğiniz yaşama ulaşabileceksiniz.
3) Yardım Etmeye Çalışın
Çevrenizde birçok canlı var. İnsanlar, hayvanlar ve bitkiler… Bir bakın hangisinin ne eksiği var. Çevrenizde yardıma muhtaç olanlara el uzattıkça iç huzurunuzun kuvvetlendiğini hissedeceksiniz. İç huzurun temel besini kesinlikle işe yaramak ve verimli olmaktır.
Zayıf ve açlıktan halsiz kalmış bir kedinin önüne koyacağınız bir tas kuru mama ile bir tas su sizi maddi olarak zorlamaz. Ya da işlerinizi aksatacak kadar da zamanınızı almaz. Ancak iç huzurunuzu öyle bir doyurur ki… Başlarda farkında olmayabilirsiniz. Ancak kurumakta olan bir bitkiye vereceğiniz bir bardak su ile bile, işe yarama ve dünyaya faydalı olma duyguları iç güdünüzü besleyecektir. Sokakta gördüğünüz bir çocuğa alacağınız sıradan bir şeker ya da çikolata bile hayatınızda birçok şeyi olumlu yönde değiştirebilir. Kuşlara atacağınız evde kurumuş ekmeklerinizin parçaları ya da bulgur ile kazanacağınız o kadar çok şey var ki…
Bilinç altınıza yerleşecek olan bu duygular kuvvetlendikçe de iç huzurunuz otomatikman üst seviyeye taşınacaktır. En sıkıntılı anlarınızda bile anlam veremeyeceğiniz bir mutluluk yaşayacak ve nedenini de bilemeyeceksiniz. İşte nedeni: karşılıksız olarak yaptığınız iyilikler.
Dünyada hiçbir şeyin yoktan var olmayacağı gibi vardan yok olmayacağını biliyoruz. Bu yaptığımız iyilikler de yok olmuyor ve hayatımıza güzel enerjileri ile dahil oluyor.
4) Tek Başınıza Yapabileceğiniz Aktiviteler Bulun, Hobiler Edinin
Yazımızın başında da bahsettiğimiz gibi iç huzur çevreden bağımsızdır ve sadece kendi çabalarımız ve çalışmalarımız sonucu elde edilebilmektedir. Bu sebeple hayatımızda güvenebileceğimiz insanlar olsun ya da olmasın, her koşulda kendi kendimize zaman ayırmayı bilmeliyiz. Kendimiz ile geçireceğimiz bu zaman diliminin süresi tamamen size bağlı.
İster her gün düzenli olarak yarım saatinizi kitap okumaya ayırın ve bu süre içerisinde kendinizle baş başa kalın ya da isterseniz sadece haftanın bir günü bir aktiviteye dahil olun. Unutmayın ki, bunların hiçbirini yapmış olmak için yapmıyoruz. Bu sebeple sadece istediğiniz eylemleri ve istediğiniz ölçüden yapın. Severek ve isteyerek, tek başınıza yapacağınız bu aktiviteler sırasında direk kendini iç sesinizi dinlemeye başladığınızı anlayacaksınız.
Kayak yapmak, evdeki çiçekleriniz ile ilgilenmek ya da hafif tempolu bir yürüyüş yapmak bile hayatınıza değişik bir enerji katacaktır. Bu enerji ise direk olarak sizin iç huzurunuzu sağlayacak olan enerjinin tam da kendisidir.
Yorum Gönder