Etkileyici İçli Sözler - Resimli

Duygularınızı ifade etmek ve hüznünüzü belirtmek istiyorsanız eğer içli sözler sayesinde hislerinizi açığa çıkarabilirsiniz. İçli ve derinden etkileyen sözler ile kendi duygularınızı ifade etmek istiyorsanız eğer kesinlikle sayfamızda bulunan sözlerden faydalanabilirsiniz. Biri birinden içli ve etkileyici sözler sayesinde hissettiğiniz duygularınızı en iyi şekilde ifade edebilirsiniz. Bu sözler ile birlikte izi etkileyen kişilere de en iyi şekilde gönderme yapabilirsiniz. Böylelikle de bu insanların ne hissettiğinizi anlamasına da yardımcı olabilirsiniz. Sizler için hazırladığımız ve sayfamızda yer verdiğimiz en içli sözler sayesinde duygularınızı en iyi örneklendirmeler ve en şiirsel biçimde ifade etme şansını da elde edebilirsiniz. 

En içli sözler resimli olarak aranıyorsa da eğer sayfamızda bulunabilir. Eğer bu içli sözleri bir yerlerde paylaşmak ya da birilerine göndermek istiyorsanız da direk olarak sayfamızda yer alan resimli sözleri kullanabilirsiniz. İçinizde yaşattığınız duyguları ifade etmek ya da başkalarının duygularına ışık tutmak adına bu resimli sözleri sosyal medya hesaplarınızdan paylaşabilirsiniz. Bu sayede gerek beğeni gerekse de takipçi sayınızı artırma şansı yakalayabilirsiniz. En uygun resimler ile paylaştığımız içli sözleri sizi etkileyen kişilere de mesaj olarak gönderebilirsiniz. Ya da paylaşımlar yaparak bu kişilere sosyal medya ağları üzerinden gönderme de yapabilirsiniz. Böylelikle de hislerinizi en içli ve derin bir şekilde ifade edebilirsiniz. İşte sizler için hazırlamış olduğumuz en içli sözler..

Paylaşabileceğiniz En Etkileyici İçli Sözler

~ Aklım mı o? Hep yüzsüz bir misafir gibi sende kalıyor.

~ Bu masalar boş kalmaz gidenin yeri dolar. Bu vazolara bir şey olmaz yalnız çiçekler solar.

~ Aslında benim gözlerim kahverengi güneşe bakınca ela sana bakınca çok fena oluyor…

~ Aslında suçum yok hâkim bey bende yakmak istemezdim bu şehri ama ne yapayım üşümesin sevdiğimin elleri…

~ Aşık gibi sevmezsen kardeş gibi sev beni demiştim; sen de öyle sevdin. Bu aşkın Habil’i ben oldum Kabil’i sen!

~ Kırma bе kalbimi! Nasıl оlsa bir gün durаcаk; seninki de, benimki de.

~ Hasretim senelere dönse de ne aşkına bedduam ne de sana kinim var, bin bir dert çektirsen de seni mahşere kadar sevmeye yeminim var.

~ Sen yine de bana nasılsın diye sor. Kötüysem de iyi olurum.

~ Susmak kabullenmek değil, cevaptır. Eğer insan kısa cümleler kuruyorsa, uzun yorgunlukları vardır.

~ Aşkın mantığı olmaz. Sakın ha! Dostum içme aşk zehrini su diye aşk pınarından, ya Ferhat gibi atlarsın kayalardan ya da Mecnun olur dolaşırsın çöllerde kahrından

~ Senin gülüşün cennetten atılan bir ekmek kırıntısı gibi! Ben ise bir serçe gibi, karın tokluğuna seviyorum seni.

~ Dağlarda çiçek solduğu zaman, göklerde bulut olduğu zaman, yağmurlar sel gibi aktığı zaman, anla ki bir tanem ben geliyorum!

~ AŞK; bilmektir ey sevgili! Bir tek yâri bilmek, onu candan daha aziz bilmektir. Ondan gayrı bildiklerinin hiçbir şey olduğunu, dünyanın onunla mana bulduğunu bilmektir.

~ İnsan gerçekten tamamen unutamıyor eskiyi. Mutlaka taşıyorsun yanında ona dair bir şeyi. Aklında adını, kıçında yediğin tekmeyi!

~ Baharın gelmesiyle taşlar yeşermez toprak ol ki sende renk renk güller açsın.

~ Gel, bir bestem de sen ol sevda şiirim, aşk erim ben seni güftesiz de söylerim çünkü ben güftelenmemiş aşkların talibiyim gel, bir martı da sen ol omzumda.

~ Dışarıya yağmur. Yüreğime  hasret. Fikrime sen. Nasıl yağıyorsunuz üçünüz birden bir bilsen.

~ Dünyanın ne kadar küçük olduğunu, “Seni dünyalar kadar seviyorum” deyip de gidenlerden öğrendim.

~ Sen bir şey söylemeden gidersin değil mi? Hem de öyle bir gidersin ki; bırak yaşamayı insanın nefes alması bile yarım kalır.

~ Belki de konuşuyordur gözlerin. Ama ben gözce bilmiyorum. Sessizce biliyorum. Usulca biliyorum. Masumca biliyorum.

~ Seni sonbahar rüzgârlarına bırakıyorum yaktığım canımı yeniden hayata hazırlıyorum sensiz yaşamak hayata yeniden başlamak istiyorum.

~ Sefaletimin nedeni yok’sulluk değil, yoksun’luk.

~ Utanırım, söyleyemem yaşadığım yalnızlığı, kelimeler yetmiyor ki; bu mu sevda dedikleri?

~ Ne ölmek nefessiz kalmaktır, nede yaşamak nefes almaktır. Yaşamak; sevmeyi, sevilmeyi hak eden birinin kalbinde olmaktır.

~ Dört yanı hüzünle çevri yara parçasına ‘aşk’ denilirmiş. Yüreğimin coğrafyasına düşünce anladım.

~ Ve benim, birdenbire yüzünü değil, gözünü değil, senin sesini göresim geldi…

~ Bilirim gidenlerle ölünmez ama kalanlarla da yaşanmıyor. Artık son bir dalga beklerim alıp beni de götürsün diye.

~ İçimde yılgın rüzgârların ayak sesleri, sende daha yeni yeni kavak yelleri. Doğrusu yanlışı ağrısı sancısı ne varsa yaşanacak. Gözyaşı ayrılık pişmanlık dargınlık hepsi benim olacak.

~ Eğer bir gün ağlaman gerekirse başını dik tut ki: gözyaşların seni ağlatan kişi kadar alçalmasın…

~ Hem benim olmak istiyorsun hem de özgür olmak… İkisini aynı anda olamazsın.

~ Benden su katılmamış şiirler istiyorsun. Kalem mi yazıyor sandın? Ben harfleri denizlerden söküp tek tek, gözlerimden süzüyorum. Göremiyorsun.

~ Ben özgürlüğüne düşkün bir insanım ama, kapatırsan beni sol göğsünün kafesine, sesimi bile çıkarmayacağım.

~ Allah yol vermiş, yordam vermiş, iz vermiş. Niye gelmiyorsun?

~ Son kibrit çöpüm gibi sakladım seni rüzgârsızdı hava tiryakiydim üstelik yakmadım seni ben yağmur yüklü bir bulutum kime çarpsam ağlarım.

~ Anladım ki aşk; her iki tarafı da mağdur eden, yürekte izinsiz gösteri yapan mutluluk karşıtı bir eylem.

~ Dikenli tellerden bir kelepçe hazırlayın takın bileklerime kanasın, asın beni o yârin gözlerine cesedim gözyaşlarıyla yıkansın.

~ Bir gün bir köşede sızıp kalırsam, el tanımasa da sen tanır mısın? Sorsalar sana kim bu diye, bakıp yaptığından utanır mısın?

~ Şiirden anlayan kadınları öyle alelade şekilde sevemezsin.

~ Hadi git gidebildiğin kadar uzaklara, hadi at atabildiğin en güzel yalanı bana, nefretim bulacak seni sonunda.

~ Seni özlemek acı çekmekse o acıyı severek çekiyorum, seni sevmek günahsa hiç çekinmeden günaha giriyorum, sana tutkun olmak ölmekse al sana canımı veriyorum.

~ Şimdi kelebeğin kanatlarında yazılı adın, dokunsan silinecek; dokunmasan ölecek.

~ Öyle bir geçer zaman ki... Herkes yetişir, kendine geç kalırsın.

~ Özledin, ağladın, güldün, şarkılar söyledin, şiirler yazdın. Peki, o ne yaptı? deme. Herkes kendinden sorumludur aşkta.

~ Nerede sözler, nerede yüreğim. Ben de sevdim, sevmedim bilenim. Ver elini sonsuza, al beni dünyadan. Kalmadı sevenim!

~ Sende bir şey var... Bana derin derin nefes aldıran bir şey...

~ Ben sadece kışın karpuzu, yazın portakalı özlerdim. Şimdi bir de sen çıktın başıma.

~ Beni candan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı? Felekler yandı âhımdan murâdım şem’i yanmaz mı?

~ Gittiğine inanamadığım için, dön diyemediğim biri var uzaklarda.

~ Sana verebileceğim beyaz sayfalarım yok! Her yanımı seninle karaladım ben.

~ Gülmek için mutlu olmayı bekleme, belki de mutluluk gülüşünde saklıdır, sakın gülmekten vazgeçme, senin bir gülüşün için yaşayan vardır.

~ Yüzüme okunmuş bir dua gibisin sevgilim. Çok şükür bugün de aşığım sana.

~ Gözünü açıyorsun “doğdu” diyorlar. Gözünü kapatıyorsun “öldü” diyorlar. İşte bu göz kırpışa “ömür” diyorlar.

~ Yum gözünü aç elini. Yüreğim senindir. İster cam kenarına koy, güneş alsın. İster can kenarına koy, hep sende kalsın.

~ Bu hikayede ben şairim sense şiir!

~ Ben sana nasıl hapsolmuşum ki, bir tek rüyamda görüş günü var.

~ Ellerinin ellerime dokunmadan ruhuma dokundu sevgili…

~ Özledim gözlerini, beş dakika uyan az. Çok değil, gözlerinin Kаbe’sindе bir namaz.

~ Mutlu olmanı istesem de, bir başkasının senin içini ısıtacağını bilmek. Benim hep içimi üşütücek.

~ Tek tesellim kadehler başka bir şey istemez sarhoş etsin yeter ki rakı şarap fark etmez…

~ Yağmurun en güzel tarafı bu: herkes aynı derecede ıslanırken, ağlayanın gözyaşı belli olmuyor!

~ Gel seninle Dünya’yı paylaşalım; deniz senin olsun; kumsal benim. Ay senin olsun; yıldızlar benim. Ya da gel şöyle yapalım; her şey senin olsun… Sen de benim.

~ Bazen, gözlerinin tanımadığını yüreğin tanır. Histen köprüler kurarsın, mesafeler utanır.

~ Ben hiç pazarlık etmedim duygularım için, hele de sana ithaf olunanlar için. Yüreğim yettiğince sevdim, yetmeyecekse yaklaşmadım bile.

~ Aşk oda sıcaklığına göre maddenin üç halini de alabilir. Bağırıp küfrederken katıdır, öpüp kokladığınızda sıvıya dönüşürken, kapıyı çarpıp çıktığınızda ise buharlaşır.

~ Ülkenin farklı şehirleriydik. Ben sürgün yeri, sen başkent. İsyan sende başlardı, cezasını çekmek bana kalırdı.

~ Aşk acısı taşımayan yürek; ya deliye aittir, ya ölüye.

~ Adına şarkılar yazmadım diye resmini yollara çizmedim diye sanma ki sevgilim seni sevmedim.

~ Bir fırtınaya aşık oldun ve gerçekten bu fırtınadan yarasız ayrılacağını mı düşündün.

~ Herkes birbirine sığınıyor bu devirde. Aşk acıya, acı gözyaşına, ben sana, sen ona. Öyle işte.

~ Aramızda sanki sessizlik okyanusu var… Ve ben bu okyanusun içerisinde boğulmaktan çok korkuyorum.

~ Ey gönüm bilmez misin gözler sebepsiz yaşarmaz, dudaklar sebepsiz kurumaz, gönülde bir dert olmadıkça kimsenin yüzü sararıp solmaz.

~ Benim sevgim kocaman bir okyanus olsa ne fayda. Sen yüzmeyi değil üzmeyi bildikten sonra.

~ Öyle bir tutkuydu ki benimkisi, seni her gördüğümde kalbim yerinden çıkacak gibi oluyordu. Öyle sevdim ki seni ne vazgeçebildim ne de devam edebildim.

~ Gerçek aşk şans oyunları gibi… Hayali bile mutlu edebiliyor insanı; fakat tutturabilene ‘aşk’ olsun. Cemal Safi. Bırak, olumlu bedenlerde olumsuz aşk arama.

~ Yoluma dizildi anılarım. Nereye baksam senin adın var, geçirdiğimiz güzel anıları hatırlarım, üzülürüm, efkârlanırım…

~ Bu sabah mavi bulutları avucuna mutlulukları gönlüne ve sevgimi usulca kalbine bırakıyorum.

~ Düşün ki ben yağmur damlasıyım yere düştüm mü dağılırım düşünki ben bir kar tanesiyim güneşi gördüm mü eririm düşünki sen benimsin gittin mi ölürüm.

~ Aslında suçum yok inanın bana hakim bey, ben de yakmak istemezdim bu şehri, ama ne yapayım, üşümüş sevdiğimin elleri.

~ Ateşim sen ol yanması benden, kaderim sen ol çekmesi benden, kurşunum sen ol sıkması benden, Azrail’im sen ol ölmesi benden.

~ Hasretini söküp atmaya kalksam kendimden; yorgun ellerimle ne kadar uzağa fırlatabilirim ki?

~ Ne zaman sağır ressam kristal bir zemin üzerine düşen yağmur damlasının sesini çizerse seni o zaman unutacağım.

~ Nedir bilemiyorum; sana bakınca kendimi görüyorum, sana gelirken kendimden gidiyorum ve senden giderken kendime gelemiyorum.

~ Allah’ım canımı bir sonbahar günü al ki, o vefasız getirecek bir gül bile bulamasın…

~ Öyle yorgun ki hislerim. Artık sana karşı bir şey hissetmeye bile dermanı yok.

~ Eğer beni bu sokakta, bu semtte, bu şehirde bulamazsan sevgilim bil ki ben, gözlerinin daldığı yerdeyim.

~ Benim şiirlerim çay kokar, düşlerim sade sen. Demlikte nefesin, bardakta gamzen…

~ Sensizliği dinlemek sessizliği dinlemekten zor ama en zoru sensizliğin sessizliğini dinlemek…

~ Bakmayın öyle tabii ki de ağlamıyorum, giden sevgilinin ardından su döküyorum.

~ Saçlarına ak düşsün istemem, gözlerine yaş dolsun istemem, bir tek dileğim var rabbimden, mutluluklar senin olsun bir tanem!

~ Göz kaptırdığım renkten, kulak verdiğim sesten, affet senden habersiz aldığım her nefesten.

~ Gözümde hasretin dinmez yağmuru kadere el açıp seni dilendim. Bitirdin bendeki bütün gururu yüz kızartıp senden seni dilendim.

~ Ne kolumda kelepçe, ne yanımda gardiyan, ne gönlümde zulüm, ne ensemde ölüm, o gün yalnızca sen olacaksın gülüm!

~ Vazgeçilmezimdin bilirdim. Yokluğunda sen komasına girerdi bedenim.

~ Hayat yolunda çıplak ayakla dolaşma hayal kırıklarım ayağına batabilir.

~ Beni yakan aşkın kurşun mu denizde yediğim vurgun mu? Ben âşık olmazdım ama senin aşkın bir başka.

~ Allah'a emanet ol dedi ve gitti!  Güldüm. Zaten ondan başka kimim var ki? Dedim.

~ Beynimde cevabı ölüm olan bir soru; aşk yalan ise, yüreğimdeki acı niye gerçek?

~ Hangi veda cümlesinden bahsediyorsun sevgili? Sen gitmeye yeltendiğin andan itibaren; ben vurdum “hoşçakal”ın sandalyesine tekmeyi.

~ Denizde kalem kumdan kâğıtlar yaptım: her yere seni seviyorum yazdım: ama sen aptaldın inandın: ben seni sevmedim, sana taptım.

~ Sevmek zor iş, ne maaşı var ne sigortası, bir ayrılığı var bir de gözyaşı.

~ Senin, çelme taktığın yerden başlıyorum hayata. Varsın yara bere içinde olsun dizlerim, yüreğim kadar acımaz nasıl olsa.

~ Ağlatan Leyla ise mahkum etme göz yaşını siliver gitsin. Ağlatan Mevla ise Mahrum etme göz yaşını salıver gitsin.

~ Ya Rab bana cism ü cân gerekmez, cânân yoğ ise cihân gerekmez.

~ Çocukken hiç oyuncağın olmadı mı senin? Neden bu kadar çok oynuyorsun hayallerimle?

~ Başıma bela olduğun günden beri hep söylerim, Allah belamı versin!

~ Hayatın matematiğinin farklı olduğu hep sonradan anlaşılıyor. Ve anlıyor ki insan; değer vermek yalnızca matematikte işe yarıyor.